Değerli okurlarım, Çivril’de iz bırakanları yazmaya devam edeceğim galiba. Geçmişini bilmeyen toplumlar, geleceğe ümit bağlamasınlar der tarihçiler. İşte değerli rahmetli Kızılcasöğütlü Hamdi Emre amcamız 1946 da kurulan DP’li bir mühendisten fazla şehircilik uzmanı olduğu kadar insan sevgisiyle dopdolu kişiliğiyle 1946 da yapılan mahalli seçimlerde Çivril belediye başkanı olmuş Ege bölgesinde DP’nin ilk demokrasisinin zaferler kitabına girmiş mütedeyyin ve sevilen başkan olmuş belediyede bir zabıta memuru ve 2 temizlik işçisi tek araba ile çalışan belediye bütçesi dahi olmayan bir durumdaki belediyenin iş yapma şansı olmadığından herhangi bir hizmet veremeden 1950 de yapılan mahalli seçimlerde merhum Nuri Balaban amcaya koltuğunu bırakıp gitmiştir.
O zamanlar Kızılcasöğüt, Çivril’in en önemli mahallesiydi. Sonraki senelerde tekrar köy haline dönerek şimdiki haline gelmiştir. Nuri Balaban amca sert mizacına rağmen üç beş icraat yaparak halkın belediyesi olduğunu sağlayarak, maddi imkansızlıklar bir türlü peşini bırakmamıştır. Satılan hamamda bu dönemde çalışmaya başlamış, halkın büyük katkısıyla yapılarak senelerce Çivrile hizmet vermiştir.
Değerli okurlarım, yeri gelmişken bu iki belediye başkanımızla ilgili birkaç cümle edeyim. Merhum Hamdi Emre kendini iyi yetiştirmiş, hesap cetvel adamıydı. Çivril içme suyu şebekesi, yangın söndürme pompası ve buna benzer bazı hizmetlere imza atmıştır. Çok efendi tekke edebiyatı olan sakin ve mütedeyyin bir adamdı. 
Yine merhum belediye başkanımız Nuri Balaban sert mi sert ama gönlü çok yumuşaktı. Çivril Yeşilova spor kuruculuğunu yapmış, senelerce top peşinde koşmuş, Çivril’de ilk partici olarak serbest fırkayı kurup, ağalık idareye karşı hiç korkmadan çalışmış, 1946 da kurulan D.P. yi Çivril’de kurmuş, senelerce ilçe başkanlığında bulunmuş demokrat bir kişiydi. Hatta biz gençlere sahip çıkmış, otoriter olmasına rağmen Çivril ve köylerinde sevilen ve sayılan bir mizaca sahipti. Askerde İsmet İnönü’nün katipliğini yapmış derlerdi. 
Çivril nice belediye başkanlarını görmüş, pek azından hizmet alınmış, pek o kadar da göze görünür bir hizmet alamamıştır. Benim yaşımda olanlar çok, bu faniler hizmet verdiler de ben mi görmedim? Yalnız Bayraktepeyi ve Ahmetçik mesireliğini de inkar etmek mümkün değildir. 
Her kim olursa olsun, geride bir iz bırakmak, ülkemize hizmet etmek  sevapların en değerlisidir derler.     
Saygılarımla
Kadir Kameroğlu