Değerli okurlarım, Çivril’den İstanbul’a döneli 15 gün oluyor. Bu zaman dilimi bana 15 sene gibi geliyor. Sevdalısı olduğum bu doğa zenginliği bana ilaç gibi gelmekten öte insanlarının da beni çok sevdiğinin canlı şahitiyim. İşte bundan dolayı da Çivrillilerin şanslı olduklarına inanarak herkesin bu topraklarda huzur ve güven içinde olmasını ALLAH’tan niyaz eyler, İstanbul’dan sevgilerimi gönderirim.
Sevgi insanları pek çok konuda varolan imkanlarını devreye koyar. Hizmet vermede kendini zorlar. Sevgi  insanlara dik yokuşu düzlük haline getirir. Benim sevdamda Çivril ve insanlarını seviyor olmam, ilçemi ve sizleri sayıp severek sevgimi ispatlamışımdır. Çivril’e neler yaptığım herkesçe malumdur. İşte size yeni bir hizmetim. Bunu bana yaptıran sevgiden öte acaba nedir? Malumaliniz Çivril huzurevine başladığımda yalnız kendim büyükçe bir arsa tarafımdan rahmetli Habib Güneş’ten 125.000 marka satın alınmıştır. Sonra bu arsaya vurduk baltayı. Bir de baktım ki insanın ALLAH’a sevgisi olursa her işi kolaylaşır. Yalnız tek başımayım geldi bana, arkama dönüp baktığımda Çivril halkının destek vermek için sıraya girdiklerini gördüm.  Rahmetli İsmail Özcan arkamda dayan Kadir, ALLAH U TEALA bir kapıyı açar, bir kapıyı kapatırsa. Defalarca başka kapıları açar diyordu. Halka t.v. aracılığıyla topladığımız paralarla şimdiki huzurevinde 100 lerce insan burada yaşıyor. Asla unutamam Atasay Kamer’in imdada yetiştiği bazı işçi hanımların gündelik paralarını makbuz keserek vermeleri, kaymakam Atilla beyin, belediye başkanı Hakkı Aslanın bizlere destek olmaları ve buna benzer pek çok duygusal durumlar yaşanmıştır.  Çivril Halkı ve köylüleri bizlere sahip çıkarak tarih yazmıştır. Çivril Halkına  güvenilir kişilerce hizmet vermesini tekraren yaşayabiliriz diyordum. Eğer devletimiz Çivril’e hastane yapmasaydı, bu işin başkanlığını yaparak ilk bağışım 500.000 tl olur ikinci vaadiminde 600.000 tl olduğunu ilan ederek Çivril zenginlerine pamuk eller cebe diyerek bağışlarla bu hastaneyi yapmaya başlayacaktık. Tabi bizim içinde devlet içinde en doğru yol budur diyerek yeni hastanemizin hayırlara vesile olmasını da yüce MEVLA’dan niyaz eyleriz. Açılışa mütakip tarafımdan 1500 kişilik yemeğe herkes şimdiden davetlidir. İşte aşk ve sevgi bundadır. Sevgili Çivrilliler öbür aleme bu dünyadan götürebildiğimiz hoş bir seda ve kefendir. 
Huzurevi denince burası Çivrillilere aittir ve herkes buraya sahip çıkmalıdır. Geçenlerde de yazdım tekraren yazmamdaki sebep buraya ilaveten bitişiğine 80 yaşındakilere yapılacak rehabilitasyon binasına bir hayırseverin işi yüklenmesinin doğru olacağına ve hayırseverinde benim olduğunu söyleyen sayın valimizi kıramadım. Hemen evet diyerek yapımına karşılık içimizden biri çıkarak Kadir amca sen yeteri kadar hayır yaptın biraz da biz yapalım diyorsanız, ben kimsenin hayrına mani olmam. Gelin sizde buyurun yapın derim. Ner de o biz de göbeğinden konuşan çıksında görelim.  Hizmetler kervanına sizde katılın. Bakın bütün canlılar tabiat dahil sevilmek isterler. Hayat bununla kaimdir.  
Mal sahibi mülk sahibi
Hani bunun ilk sahibi 
Malda yalan, mülkte yalan
Gel de sen de biraz oyalan.
Caminin avlusunu satıyorlar deyip hemen bu türedi zenginler satışa taliptirler.
Not: şimdiki huzurevine kim ben o günlerde 5.000 tl verdim diyen Çivril zenginlerinden birisi çıkarsa ben onun için bir huzurevi yaparım. 
İşte değerli Çivrilliler bakın sizileri ne kadar seviyorum. Aşkta bu sevgi de bundadır. Sağlık dileklerimle Kadir Kameroğlu
Bu yazıyı okuyanlar okumayanlara duyursun. Afaki bir ifadeyle gerçeği arayalım. Ner de o Çivril duyarlılığı. Birbirimizi sevmeyi unutmuş, sevginin güzelliğini unutmuşuz. Birbirimizi  gerçek Çivrilli diyerek sevelim. İşte bundan dolayı da Çivrilli olmayan siyaset bezirganları kendilerine gerçek Çivrilli diyerek bizleri  kandırdılar.