Değerli okurlarım
Gelin bugünde sizleri 60 -70 seneleri öncelerine götürerek bugünkü seçim ve siyasi partilerimizin analizini yapmanızı birlikte değerlendirelim.
Sene 1946 Demokrat Parti yeni kurulmuş kurucularının hepside Allah’ın rahmetine kavuşmuş başta Atatürk’ün başbakanlığını yapan Celal Bayar, CHP milletvekilliğinden istifa eden sayın Adnan Menderes, Refik Koraltan, Fuat Köprülü ve harekete gönül veren üst bürokrat ve yüksek makam sahipleri, dava arkadaşları efkarı umumiyenin güvenini kazanan bu insanlar hızla çoğalarak partiye katılmış gerek ulusal basın gerek okur yazar takımı yurdun her tarafından büyük bir çığ gibi işte bende “Demokratım” kır atçıyım diyen halk tabakası Türkiye genelinde bu yeni ışık ve demokrasi kervanına iştirak etmişlerdir.
Bu büyümeyi zamanın başbakanı Şemsettin Günaltay, Cumhurbaşkanımız İsmet İnönü ve CHP üst kademeleri sükun ve güven içinde izlemişler halkın bu coşkusuna teşvik ve güvenle bakmışlardır. Teşkilatın alt kesimlerinin kışkırtıcı hareketlerine itibar edilmemiş Birleşmiş Milletlerin tavsiye ve teşviklerine uyularak Türkiye’nin diğer gelişmiş ülkeler gibi tek yargı, adaletin adil kararlarını uygulamasına, demokrasinin, insan haklarının korunması, milli iradenin tecellisine, oy sandıklarının güven içinde dosdoğru şekilde tecellisine başta Sayın İsmet İnönü ve alt kesim vatandaşa bu güveni sağlamışlardır.
Bu konuda kimsenin lamı cimi ettiği yok, sandığa atılan oylar gerçeği yansıtmıştır. Hile hurda olmamıştır. Hatta bizim Çivril 1946’da Demokrat Parti Belediye Başkanlığını kahir bir ekseriyetle kazanmış, Rahmetli Hamdi Emre belediye başkanı olmuştur. Çivril ve çevresinde bir bayram havası yaşanarak günlerce davul zurna çalınarak coşku içinde kutlanmıştır.
Değerli okurlarım ilk okula giden bir çocuk olmama rağmen ta o günden beri de hep demokrat olmuş ve hiç çizgimi değiştirmemişimdir. Nasrettin Hoca’nın deyimiyle erkek sözünden caymaz. Gelelim milli iradenin tecelli ettiği 1950 seçimlerine. O dönemde nispi temsil değerlendirmesi yoktu. Çoğunluk sistemi seçimi tercih ediliyor Denizli’de galiba 6 milletvekili vardı. Hangi parti en çok oy aldı o parti milletvekillerinin tamamını kazanıyordu. Denizli’de ekseriyeti Demokrat Parti aldı ve listenin tamamı seçimi kazanmıştı. Türkiye genelinde seçimi Demokrat Parti kazandı ve vekillerin % 80’nine sahip olan Demokrat Parti iktidara gelmişti. Nasıl seçimi kazandı dersek 1946 ve 1950 dönemi bu günkü AK Parti gibi kolektif bir çalışma vardı. Dört sene boyunca yurt bir miting sahasına dönmüş her gün Demokrat Partililer başta Celal Bayar halka hitap ediyor iktidarın yanlışlıklarını halka iletiyor duygu ve din sömürücülüğü yapmadan, laik Atatürk ilkeleri doğrultusunda Atatürk çizgisini tarif ederek her kesimin oyuna talip oluyorlardı. Orada burada hiç olay olmadığı gibi herkes vatanın bütünlüğünden yanaydı. CHP bugünkü gibi bir yenilik üretmiyor bürokrasinin acımasız tarafları, yenileşme yok, eski tüfekler daha doymadım diyerek yeni fikir ve gençlere önem vermediğinden seçim sonrası sükutu hayale uğruyordu. İnşallah bu seçimde eski hataları yapmaz kuvvetli bir iktidara karşı kuvvetli bir muhalefet çıkar genç demokrasimiz yara almadan istikrar ve sükun içinde ulusumuzda mutluluk içinde beraberce yaşarız.
1950 seçimlerinde kuvvetli bir iktidara karşı cılız bir muhalefet oluşmuş meclisteki parmak çoğunluğu işlerin akis gitmesine sebep olmuş ilk altı sene gayet mükemmel gitmesine rağmen son seneleri ufak tefek yanlışlığa sebep olmuş ama ihtilal olmasına hiç gerek yokken askeri ihtilal olmuştu. (Derinliğine girmiyorum.) Vatanını ve milletini canından çok seven üç devlet adamı dar ağacında can vermişler şehadet şerbetini içmişlerdir. Keşke seçim yapılıp milli iradeye havale edilselerdi. Sevgilerimle.