Şu bizim Çivril’de uzun senelerden beri istikrarlı ve güvenirliğiyle yayın yapan boyunun küçük olmasına rağmen okuyucusunun güvenini kazanan Çivril 30 Ağustos Gazetesinin haberinden öğrendim. Tarihi değeri çok eskilere dayanan Devlet Demir Yollarına ait ev arsaları Çivril Belediyesi’nin satın alması fevkalade bir başarı ve geleceğin Çivril’i için bulunmaz bir fırsattır. Evvela bu başarıdan dolayı başta Sayın Başkan Gürcan Güven’i ve arkadaşlarını kutluyorum.
Bu tarihi binaların çürümekten ve balicilerden kurtulması şayanı takdirdir. Çevrenin bakımsızlıktan kurtulacağı ve çevre düzenlemesine sebep olacağı da ayrı bir güzelliktir diyorum. İngiliz mimarisiyle tensip edilen taş binaların ey Çivril ilgilileri tarihi yapısıyla senelere meydan okumasıyla ayakta duran bu tarihi binalar bundan böylede şirin Çivril’imizin geçmişini de süslemekteydi. Biz buna ne deriz eski ile yeni tarihin kültürel buluşması kucaklaşması olarak değerlendiririz. Kaç dekar olduğunu bilemediğim bu arsa bolluğu binaların ihtişamı Çivril’e ayrı bir güzellik kazandıracağına eminim.
İşte Çivril Belediyesinde bu şans. Çevre düzenlemeleri, imar planlarıyla geniş bir imkân doğuyor. Çivril bu imkanı rüyasında dahi bulamazdı eski kafaların telkin ve tavsiyelerine uyulmadan yapılacak yenilikler Çivril’in sosyal havasına da katkıda bulunacağına kaniyim. Belki şimdiden başlamışlardır vay efendim belediye binası başka yere gitmez vermeyiz diyerek mahallecilik yapanlar olabilir. Sayın başkan bunlara katiyen itibar etme, senelerdir hep dedi-kodu yapmışızdır. Yukarı Mahalle, Aşağı Mahalle, Çivril, Kızılcasöğüt kavgalarına hep şahit olduk, kıl kadar bir yere varamadık. İşte hep birlikte görüyoruz Kızılcasöğüt nereye kadar gitti bizim yukarı mahalle nereye kadar büyüdü? Bırakalım bu dedikoduları da akıllı olalım hep birlikte planlı şehircilik ve modern gelişime imkân tanıyalım. Bakın Acıpayam’a, Tavas’a, Buldan’a ve Denizli’ye. İmkânları zorlayarak nerelere vardılar. Daha ilave edeyim mi? İlçeler içinde yalnız kaldık aşağıdaki yazımı okuyunca anlarsınız sağlığımızın perişanlığını, bu kazanılan yerleri eften püften icraatlarla doldurmayalım dışarıdan mimar getirelim bu enfes yerleri iyi mimari şekliyle inşa edelim. Yine hatırlıyorum Ziya Paşa 150 yıl önce şöyle diyordu “Diyarı küfrü gezdim, beldeler keşhaneler gördüm. Dolaştım mülkü İslamı bütün, viraneler gördüm” görün çalışın kurtuluş budur diyordu Ziya Paşa.
Çivril’in Sağlığı Tehlikede
Küçük ama ifade anlamı büyük olan 30 Ağustos Gazetesinin ikinci mühim haberi de şuydu. 21. Yüzyılda artık bu türlü haberler çok geride kaldı. Ama maalesef Çivril’de güncelliğini koruyor.2014 yılında doğan Çivril nüfusuna kayıtlı bin bebekten 18 tanesi Çivril’de dünyaya gelmiş. Bunun nedeni de Denizli’nin en büyük ilçesi Çivril olmasına rağmen ilçemiz devlet hastanesinin verilerine göre hastanemizde kadın doğum uzmanı doktor olmayışından kaynaklanmaktadır. Bu kıstas yalnız geçen sene için miydi? Evvelki i senelerde aynı sıkıntılar yok muydu elbette vardı. Ama çare insanlarının olmayışından kaynaklanmaktadır.
Senelerdir Çivril olarak adeta yalvarıyoruz hastanemiz çürük, uzman doktor açığımız var siyasilere duyuruyoruz. İlgililere söylüyoruz ama bu sıkıntılarımızı giderecek çareler üretiliyor mu? Hayır, parti olarak iktidar partisinin ilçe kongresi yapılıyor ne izleyicilerden, ne de delegelerden, ne de kongrede konuşanlardan çıt yok. Şak şak bol ama bu çare değil ki. Denizli il kongresine kalabalık bir partili grubu ile gidiliyor ne ilçe başkanından, ne de başkalarından hastane için tek cümle yok. Ben Çivril’de iken kesin söz vermelerine rağmen Çivril Devlet Hastanesi’nin 75 yatak olarak müteahhite ihale edildiğini duyduk. Ama henüz temeli atılmadı. Evet, Çivril büyük bir köy görünümünde sayın belediye başkanı bu şekli daha ne zamana kadar sabır eyleyelim. Bize umut ver de bari, bu umutla kendimizi avutup hayal âleminin güzelliğine sığınarak zirveye çıkalım aşkı sefa eyleyelim.
Değerli okurlarım her gün izlediğim televizyon Denizli Televizyonu ve Pamukkale Televizyonudur. Bu ekranlardan devamlı olarak ilçe belediye başkanlarının beyanatlarını ve çalışmalarını izliyorum. İlçelerine öyle bir fevkalade çalışmalar getiriyorlar ki seçmenlerine karşı hizmet vermenin mutluluğuna erişiyorlar. Aynı ilin başka bir ilçesindesiniz hem de en büyük ilçesiyiz, Çivril’deyiz. Bundan dolayı ayrı bir değerlendirme dahi yapılmadan üvey ana şamarı yemeden kurtulamıyoruz. Nedir bu unutulan hizmetler? Başta hastane ve uzman doktor açığı olmak üzere 70 sene önceleri yapılan Dinar Yolu kaplumbağa hızıyla yürüyen Uşak ve Denizli Yolu, Çivril’in iç kısımlarında ki büyükşehrin yapacağı imar düzenlemeleri yapılmadığından Yeşil Çivril’imiz adeta büyük bir köy görünümünde. Yakın geçmişte yapılan iktidar partisi ilçe kongresinde ne ilçe başkanı, ne tek bir delege, ne de konuşmacılardan bir tanesi bu sıkıntılarımızı dile getirmediler. Çok ayıp gizli kapılar içinde demokratik olmayan yönetim biçimi tayin ve tespitleri, arkadaş hadi bunlar iç meseleniz, hiç olmazsa acil hizmetlerimizi açıkça söyleyin ki bizimde merakımızı giderin. Yakında genel seçimler var bu sıkıntılarımızı yaptıralım ki seçimden sonra bunları arasan da bulamazsın. Bu yazdıklarım yalnız iktidar partisine değil muhalefet partilerine de söylüyorum. Ne yaptınız Çivril’e? Mana hazır iktidar değiliz. Kendi menfaatinizde mecliste hemen birleşiyorsunuz biz bunları görmüyor muyuz? Bırakın bu kandırmacılığı lisanımünasip şekliyle söyleyin üst bürokratlara çare bulunur. “sen ağa ben ağa ineği kim sağa” böyle gelmiş böyle gitmesin hep bunları tarafsız ve bağımsız bir pencereden bakarak görüyorum.
Sayın Çivrilli kardeşim bölüşürsek tok oluruz, bölünürsek yok oluruz.