Değerli okurlarım her konuda olduğu eğitim konusunda dâhil ölçüyü kaçırmada üstümüze yoktur. İşte size canlı bir örnek bizim çok gerilere de kalmamıza sebep olan eğitim sistemimiz. Bu yanlışlıklar ta Osmanlıdan başlamış günümüze kadar süregelmiştir. Yüce kitabımız Kuran ilk olarak okuyun demesine rağmen biz bu emre riayet etmeyip ulu orta deyimlerle boşa vakit geçirmişizdir. Çok gerilere gidelim Avrupa matbaayı bulmuş zor olan el yazmasını bırakıp eğitimin bir numaralı gereci kitapları matbaalarda basarak çok kişinin okumasına sebep olmuştur. Biz ise bu yenilikten istifade edememiş hurafecilere ve gericilere inanarak 225 sene sonra Osmanlıya matbaa girmiştir vaktimizi boşa harcamışızdır bu yeniliği getirende İbrahim Müteferrikadır. Umarım yanlışlığım yoktur elan dahi bu asil ihtiyacımız olan eğitimi bir kanala aktaramadık her gelen yeni bir düzen getirerek işin içinden çıkılmaz bir duruma gelinip, her sene değişkenliğe gerek görülüyor. Ben dahi bunu görmekteyim inşallah iyileşir diyerek dua ediyorum ama bu dualık değil akıl işi olduğunu unuturuz işte iyi icraat olursa duada bu icraata yardımcı olur derim. Bunları neden mi yazdım değerli okurlarım? Avrupa’da ve gelişmiş ülkelerde eğitimin ne kadar egemen olduğunun bilincine varanlar yeni eğitim gereçlerine olan başarılarının başında gelen anaokulları üniversiteler gibi patır patır çoğalmış bebeleri ta 3 yaşında bu okullarda öğrenme ve alışkanlıklarına örnek olacak eğitimleri almakta ve okul veli dayanışmasına önem vererek sayısız mesafeler kat etmişlerdir. Çünkü insanın öğrenme çağının mesafesi 3 yaş grubundan 6 yaş gurubuna kadar olduğunu bir bilenden öğreniyoruz. Gelelim konumuza içimde var olan insan sevgisinin bir ölçüsü olarak insana hizmet Allaha şükürlerin en alası ve kabul görenidir. Bu imkânı 1985 te yakalamış okul yapmaya başlamıştım. Bir eğitim gönüllüsü olmuştum ilkokul mezunu olmamıza rağmen bir öğretmen kadar bu camiaya yakın ve ihtiyaçlarını biliyordum. Seneler geçiyor nasıl yardımcı olurum diyerek içim içime sığmıyordu. Pek çok planlar yapıyordum. Bazen de horlanıyordum ama maksadım paylaşmak olduğundan umuruma dahi takmıyordum. İstanbul’da bazı seminerlere gidip bilgi alıyor ve yapacağım hizmetlere imkanlarım nispetinde çareler üretiyordum. Hani bir büyüğümüzün dediği gibi “demokrasilerde çareler tükenmez” diyordu yaptığım okul 5’i geçiyordu bu okulların bir odasını anaokulu yapıyorlardı bu durum benim içime sığmıyordu. Yeni kayıtlar serbest denip, buralara yüzlerce minik talebeler müracaat ediyor ama yer imkânsızlığından 50 veya 60 talebe buralara kayıt olabiliyordu. Bunlarda ya torpilli ya da zengin çocuklarıydı. İçimdeki sevginin dayanılmaz teşviki vardı hemen rahmetli sevgili anam adına Rasime Ana Anaokulunu yaptırdım. 4 sınıfı uyuma sınıfı, oyun oynamalı, bahçeli, şahane mutfağı. Okulu kendi evinden çok seven sayan başta başöğretmeni ve diğer öğretmenler ve ilgili aşçısı ve ekibi hizmetlisi. Okula yeni bir öğretim şekli ve heyecanıyla Denizli’de dahi bulunmayan yenilikleriyle mükemmelin üstünde bir gayretle her sene kendini yenileyen bir düşünceyle velilerin üstün gayreti ile okul çiçek bahçesini aratmayan beğenisi Çivril’in dilinden düşmüyordu. Bu manzarayı gördükçe benimde ayranım kabarıyor haydi yeni bir anaokulu yapma cesaretini buluyor ve Rasime Kameroğlu İlkokulunun bahçesine 8 derslikli bir rahmetli babam Ali Kameroğlu adına ve çağın yenileşme donatımıyla okul yaparak Türk eğitimine hediye ediyor ve paylaşmanın ve okuyamamışlığın öcünü misli misli alıyordum. “mal sahibi mülk sahibi hani bunun ilk sahibi, malda yalan mülkte yalan gel sende biraz oyalan” diyen Mevlana Hazretlerine hayır duaları ediyorum. Denizli merkez hariç ilçelerinde bu tür hareketler pek yoktu devlet yaparsa oluyor yapmazsa olmuyordu buna rağmen ilgili makamlardan hizmet sunma teşvikleri ve onure edilmede cılız kalınıyordu. Bizde inat edercesine her sene hizmetler zincirine ilave yaparak halkaları çoğaltıyor Allahın rızasını kazanmaya çalışıyorduk. Ama okul sevdamız bitmiyor çok emek verdiğim Çevak Vakfı’nın mütevelli heyet başkanıyım sağ olsunlar beni kırmadılar Çevak adlı bir anaokulu yaparak 8 derslikli sosyal içerikli bu okul çevrede değil Denizli’de dahi emsali olmayan bir kıvamdaydı. Çevre ilçelerden örnek almaya gelenlerin beğenisine sebep oluyordu. Gerek Ali Kameroğlu, gerekse Çevak Anaokullarının gece gündüz demeden mesai dışı çalışmaları eğitim camiasının beğeni ve takdirini kazanan müdürleri, eş anlamlı öğretmenleri, personelleri bir birleriyle rekabet edercesine çalışmaları takdire şayandır. Sevgilerimle