Değerli okurlarım 
Bundan senelerce önceydi değerli insan Çivril Devlet Hastanesi baştabibi dâhiliye uzmanı Dr. Özcan Kurt ile baş başa vererek Çivrillilerin hayalinde dahi göremeyecekleri birlikteliği gerçekleştirdik. En çok dua aldığım hizmetin tüm halkımızla birlikte Çivril Devlet hastanesinin bitişiğindeki “Acil Servisi ve Diyaliz Ünitesini” alet edevatıyla birlikte iki sene süren bir çalışmayla gerçekleştirerek tüm diyaliz hastalarının hizmetine sunduk. Bu konuyu dağıtmadan nasıl gündeme geldiğini, nasıl mali kaynakların devreye sokulduğunu, uzun bir süreçten geçtiğinden bunları sorulduğunda anlatırım. Mühim olan bu değerli hizmetin Çivril’e kazandırılması, yabancı menşeli alet ve edevatın çok pahalı olmasına rağmen Allah’ın da yardımıyla tıkır tıkır işlemesi ve günlük çift mesai yapılarak çevreye hizmet verip takdir ve hastalara cevap vermesidir.
Bu güzelliği ve övünülecek hizmeti sağlayan Çivril Halkına ve maddi imkânlarını seferber eden hayırseverlerden Allah razı olsun der yine bundan önce Çivril “huzurevi” yapımında yine bu Çivril Halkı bir tarih yazarak ümit edilenin üstünde bir kahramanlık göstererek bugünkü halka mal olan gayretlerini esirgememiştir. Bu güzellikleri hep birlikte yaşadık ve gördük. Yine bunlara ilaveten bir çok dostlarımızla birlikte Çivril’e yaptırdığımız eğitim hizmetleriyle üniversiteye giden talebelere burs vermekle pek çok sosyal hizmetlerde devletimizi milletimizi yalnız bırakmayıp gücümüzü dahi aşan bir yardımlaşmayla bölüşüp ve paylaşmak suretiyle katkıda bulunup Çivril’in adını Türkiye’ye duyurarak yardımlaşmada ün saldığımızı duyurmuş olmanın onurunu yaşamaktayız.
Hangi birimiz bir koltuk istedik? hayır tek arzumuz Çivril’in gelişmesi güzelleşmesidir. Bu hizmetleri yaparken bazılarımız hakarete uğradık, dışlandık, milletvekilleri tarafından selamı sabahı kesenler oldu öz eleştirilerimize cevapları sert oldu. Yılmadık, Çivrildeki kurum ve kuruluşlardan, sosyal derneklerden, teşvik ve destek almadık. Herkes beni sokmayan yılan 40 sene yaşasın diyerek rahatını dahi bozmadı. Hep bunları sineye çekerek Allah’tan sabır ihsan eylesin diyerek geleceğe havale ettik. Halkın çoğunluğu bizden yanaydı buna rağmen idarenin başı olan milletvekilleri Çivril’e geliyor Çivril’den bir şey diyen yok aksine bolca alkış alıyorlar ve memnuniyetle geri dönüyorlar. Halkın içine dahi girmeyi düşünmeden Çivril’den ayrılıyordular. Arkalarında şakşakçılar çoğunluktaydı. 
Bunları neden mi yazıyorum? Aziz okurlarım inanılır ağızlardan duyduğuma göre şu bizim çürük ve sağlık ocağı benzetmesi yapılan Çivril Devlet Hastanesi ileri bir tarihe ertelenip temel atma tarihini dahi belirlenmeyen ucu açık bir vaziyeti sizlerle paylaşmak ve müşterek sıkıntımız olan hastalık tedavi merkezimizin çağın getirdiği yeniliklere uymamasını sağlamaktadır. Çivril’in bu suskunluğunada paralel bende bundan sonra mecbur kalmadıkça hastane meselesini yazmayacağım. Yaza yaza gına geldi be, yok mu benden başka hasta olan? Bakınız Çivril birinci derece deprem bölgesi çürük hastane yıkılırsa kim verecek bunun hesabını zaten bu hastanenin ilk yapımı dahi bir Aziz Nesinlik hikâye. Şunu da kafama koydum Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dan randevu alırsam şu Çivril’in ana sıkıntılarını kendilerine arz edeceğim. Başta hastane, yılan hikâyesine dönen kanalizasyon meselesi, dibimizden geçen doğalgaz meselesi ve çevre yolları, senelerin birikimi bunlar. sayın cumhurbaşkanımızın Başbakan olarak Çivril’e son gelişlerinde Sayın Atasay Kamer’in evinde bir dosya içinde sunduğum hizmet listesini kendilerine şifahen ifade ettiğimde oradaki ilgililere emir niteliğindeki bu hizmetlerin gereğini yapın diye buyurmuşlardı. Galiba sümen altı oldu. Çivrilli hastalar hastanenin yetersizliğinden yeni bir gelişim olarak ölü olarak Denizli’den geri geliyorlar. Ey uyuyan Çivril bir gün donatılmış hastane gereğini duyarsın ama vakit çok geçmiş ola. 
Bazı zamanlarda parada geçmiyor “Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi” hey bunamış fikir ve kaderciler kendine acımıyorsan bari geleceğin fidanı olan çocuklara ve gençlere acı. Köhnemiş duygu ve düşüncelerinden Cenabı Allah cümlemizi korusun. İnsan olmak en temelde ilkeli ve dosdoğru olmaktır. Bunun için insan kendi varlığını tespit etmelidir. Hayatın anlamı konusunda sağlıklı bir bilinç geliştirmelidir. Ne var ki pek çoğumuz hayatın akışı içinde kendimizden çok kendimizin dışındaki şeylerle ilgileniyoruz sonrada gerçeklerle karşılaşınca yandım anam demekten kurtulamıyoruz. Sevgilerimle. Kadir KAMEROĞLU