Değerli okurlarım
Önümüzdeki mahalli idareler seçimlerine az bir zaman kalmasına rağmen tarafsızlığıma zarar gelmemesine itina ile dikkat edip şahıslarla uğraşmadan Çivril’in ana problemleri herkesi ilgilendirdiği gibi benim de bu köşemden bahis etme durumum gerekir diye düşünüyorum.
Yaşam biçiminin bir gerçeği olarak  yazları çok sevdiğim Çivril’de, kışları da İstanbul’da ikamet ediyorum ama bir türlü de Çivril’den kopamıyorum “bir sevda bu” kopmak mümkün değil her hafta sizlerle buluşmak için yazı yazıyorum
Doğduğum, büyüdüğüm yerlerin sıkıntılarını bir nebze olsun gidermede çare olmak benim için ilaç yerine geçip rahata kavuşuyorum. Denizli’de iki tane ulusal televizyon niteliğinde yayın yapan uydu kanalıyla izleyebildiğim Pamukkale Televizyonu ve DRT Denizli Televizyonu’nun izleyicisiyim. Diğer ilçelere göre az da olsa Çivril haberlerini ve olaylarını yakınen izliyorum, nedenini bilmiyorum bizim yöremizden bu iki televizyon haberde ve yayınlarında biraz taraf tutarak bu konuda da yabancı kalıyoruz. Sağ olsunlar bu kanallara telefon ettiğimde müspet cevap vermelerine rağmen yinede iddahlarında duruyorlar buna da şükür diyelim ama bizim de kabahatimiz olduğunu da unutmayalım. Diğer ilçe adayları devamlı kendi çalışmalarıyla ilgili projelerini sunup seçmenlerini devamlı bilgilendirip kendilerini anlatarak oy isteyip siyasi arenada boy göstermektedirler televizyonlarda ve tanıtım reklamlarında her ne kadar taraflıysa dahi bu konuda tarafsız davranmaları benimde dikkatimi çekti. Ve güvenimi kazandı. Ya birde bizim adaylarımız bir türlü pamuk eller cebe diyemedikleri için bu yayınlardan yeteri kadar nasibini alamadıklarını düşünüyorum. Artık öyle bir dünya da yaşıyoruz ki uzay devrindeyiz iletişim imkânları sayamadığımız kadar çok. Bakın görsel basına, Çivril’de yayınlanan yazılı basın sizlerin beyanatını ve programlarınızı, projelerinizi seçmenler bilmek ve görmek isterler, Çivril’deki olmazları bir türlü gerçekleştiremedik, pek çok konularda geriyiz. Seçimlerde bu sıkıntılarımızı anlatma zamanı tam şimdilerdir neden bunları dillendirmeyi bir türlü beceremiyoruz. Diğer ilçeleri görüyorum televizyonlarda, neler yapılmış neler? Onlara imreniyorum, yeri gelmişken söyleyeyim senelerdir uğraştığımız Çivril Devlet Hastanesi hani temeli dahi atıldı mı? Emin yerlerden öğrendiğime göre daha altı aya kadar da olmaz diyorlar bizlere defalarca söz veren bugün ki milletvekillerimiz bizimle dalga mı geçiyorlar? Bu konu sağlık meselesi başka şeye benzemez niye bu insanlar Çivril’e geldiklerinde acil ihtiyacımızı sormuyorsunuz? Biz sizden geri ödemesiz kredi istemiyoruz Akdağ’a teleferik, buz kayağı merkezi istemiyoruz. Sağlığımıza kavuşacak hastane istiyoruz neden sitem etmiyorsunuz hakkımız değil mi? Bürokrasiyi aşamıyoruz diye itiraz belki ederler bu kabahatse kabahat bizim mi? Bizim Ankara’daki siyasi temsilcilerimize sesleniyorum ilçemize acilen yapımı gerekli olan hizmetlerin yapımyla neden ilgilenmiyorsunuz demek neden suç olsun? Pek çok kereler ben buradan bu ulvi davanın gerçekleşmesi için yazılar yazdım dilimin döndüğü kadarıyla ilgililere ifade ettim ve hastanemizin yeniden yapılmasına kadar da takip edeceğim kimseden ne çekineceğim, ne de usanacağım, aksini düşünenler istediği kadar dirensinler.
Çivril’in eğitimiyle sosyal yaşamıyla her türlü gelişmesi için çok emek verdim. Pek çok hizmetin Çivril’e gelmesi için imza attım. Hastane, iç donanımını ve doktor açığını elimden geldiği kadar düzeltmek için çaba sarf edeceğim. Bu ulvi çalışmama mani olmak için fanatik siyaset bozuntuları mani olmak istediler ama pabuç bırakmam bu da böyle biline.
Senelerdir Devlet Hastanesi için avutuluyoruz. Vay efendim bürokrasiye takılıyoruz, resmi prosedür işlemiyor, aksilikler peşimizi bırakmıyor diyerek artık usandık biraz gerçekçi olalım ‘mısır unundan hamur, incir ağacından oklava olmaz’ biraz etik olalım.
Değerli siyasetçiler Çivril’e sünnet ve mevlitlere geliyorsunuz bol bol hamasi nutuklar atıp devlet hizmetlerini kendinize mal edip atıp savuruyorsunuz hani Çivril’e hizmet. Allah aşkına söyleyin var mı? ufak tefek özel idare patentli kilit taş hikâyesi ve bazı ucubeler. Ben büyükşehir olmamızı gönülden destekliyorum samimi ve bölge taraflılığı yapılmazsa eğer çok şeyler kazanırız. Bir elin nesi var iki elin sesi var.Sevgilerimle 
Kadir Kameroğlu