Değerli okurlarım;
Gelin bugünde sizlerle çizmeyi aşan bir konuda birkaç kelam edelim, bu yörede biz de varız diyelim. Biliyorsunuz; Bakanlar kurulunun yeni yapılanmasında Denizli milletvekilimiz Sn. Nihat ZEYBEKÇİ ekonomi bakanı olarak yer aldı. Tüm Denizlililer gibi biz de çok sevindik, neden sevinmeyelim, Sn. Zeybekçi hem çalışkan hem de bu işin özünden geldiği için liyakat sahibi ve en doğru karardır. Hem ülkemiz hem de memleketimiz için çok değerli bir isim olduğunu seneler önce kendisine şöyle ifade etmiştim;’ Artık şu belediye başkanlığından terfihen, sizleri Denizli’ye yakışan bir bakan olarak görmek istiyoruz’ demiştim. Kendisi de bu talebime sıcak bakarak, hafif bir gülümseme ifadesiyle, cevaben ‘inşallah Kadir amca’ demişti. Denizli iş dünyasının olumlu karşıladığı bu bakanlığı, bizim garip Çivril de olumlu karşıladı, diye düşünüyorum. 
Ekonomik gelişmeler o ülkede yaşayan vatandaşların yaşam biçimlerini doğrudan etkiler. Denizli, insanlarının ticari varlığını tekstil sahasında idame ettiren, aynı zamanda hemen hemen her ülkenin tekstil taleplerine cevap verebilen ticari bir devdir. Dünya kurulduğu günden beri giyim kuşam konusunda her zaman ihtiyaç hâsıl olmuştur, o yüzden kim bu konuda ustalaşır yani markalaşırsa o ülkenin ekonomisi gelişir, insanları zenginleşir. Arife tarif gerekmez, bu değişim bir gerçektir. Bu toprakların yetiştirdiği, ticari zekası yüksek, nadide insanlardan bir olan Sn. ZEYBEKÇİ’nin  de bu bakanlık için biçilmiş kaftan olduğunu düşünüyorum. Gelelim bizim asıl memleketimize. Mümbit topraklara sahip olan Çivril’den bol bol ürün alıyoruz ama bu nimetleri ticari alanlarda değerlendirip daha çok kazanç sağlayamıyoruz. Kimse kusura bakmasın! Öğrenmişiz bir soğuk hava deposu işletmeciliği tarım dışında neredeyse tek ticari uğraşımız bu. Ürünlerimizle alakalı başka ticari yolları denemiyoruz, mesela meyve üretiyoruz ama meyveyi işlemeyi akıl edemiyoruz, çekirdek üretiyoruz ama yağını çıkarmayı veya çerez imal etmeyi düşünemiyoruz, yapanlardan örnek de almıyoruz. İlla ki üçkâğıtçı, dolandırıcı bir alıcı geliyor, bin bir emekle ürettiğimiz mahsulü alıp gidiyor, sonradan dolandırıldığımızı anlıyor ve yandım anam diye feryat ediyoruz. Emeğimize yazık! Bir türlü şu ticareti sevemedik. Bakın Çivril’de ticareti destekleyici ne bir ticaret odası var ne de bir sanayi odası. Çivril’de ne var? Bol bol vakit öldürdüğümüz bir sürü kahvehane. Ha birde alın teriyle kazandığımız paraları bir çırpıda alan gazinolar var. Ne olur çoluğunuzun çocuğunuzun rızkını böyle fütursuzca harcamayın. Gelin helal yolla kazandığınız bu ürünlerinizi, işin hilesine kaçmadan, ihracata dönük hale getirelim. Sn. ZEYBEKÇİ’yi davet edelim, ‘biz ihracatı bilmiyoruz, bize bu konuda yardımcı olun’ diyelim. Şeftalimizi kaysımızı, kirazımızı, elmamızı ihraç ederek emeğimizin karşılığını daha çok alabiliriz. Bu meyvelerin ihracatını yapacak bir kooperatif bile kurabiliriz. Sayın Bakanımız böyle olumlu girişimlerde önümüzü açabilir, yol gösterebilir diye düşünüyorum. Bakınız çok yakında gerçekleşecek olan yerel seçimleri de iyi değerlendirirsek, egenin en şanslı ilçesine daha çok şey kazandırabiliriz. Sıkıntılarımızın çözümü büyük ölçüde siyasetçilerin elindedir, bu fırsatları iyi değerlendirip hayati öneme sahip hizmetlerin ilçemize gelmesini sağlayabiliriz. Yeri gelmişken bir anımı anlatmak istiyorum. Sayın Başbakanımızın en son Çivril ziyaretinde, miting sonrası, bürokratlarla birlikte kendileri yemekteyken ben de eşimle birlikte herkes gibi aşağıda kendilerini bekliyorduk, çıkışta kendilerine Çivril’in sorunlarını hem sözlü hem de yazılı olarak arz etmek istiyordum. Gecenin onunda yukarıdan iki komiser gelip adımı zikrederek o kalabalığın içinden eşim ve beni Sn. başbakanımıza götürdüler. Sakin bir şekilde kendilerine Çivril’in ihtiyaçlarını 20 dakika kadar anlattım, kendileri de beni samimi bir şekilde dinlediler ve yanımızda bulunan Sn. Valimize ve Sn. Nihat ZEYBEKÇİ’ye dönerek ‘bakın Kadir amca ne diyor, hastane ve diğer meselelerin çaresine bakın’ diyerek sözlü emir verdiklerine şahit oldum. Tarafsızlığıma rağmen bu ifadeleri beni çok memnun etmişti ve teşekkür edip yanlarından ayrıldım. Çivril için bulunmaz bir fırsatı değerlendirdiğimi düşünerek çok mutlu olmuştum. Fakat bürokrasiyi aşamanın zor olduğunu hala daha bu hizmetlerin Çivril’e gelmediğinden anlayabiliriz. İşte bundan dolayı hepimiz tek yürek olmalı ve aynı sorunları her platformda dile getirmeliyiz. Özellikle iktidar partinin ilçe yönetiminin, siyasi kulislerde bu sorunları çözmek için var gücüyle çalışması gerekir. Çünkü Çivril’in hastane, kanalizasyon ve doğalgaz ihtiyacı siyasetin de üstünde, hayati öneme sahip, insani ihtiyaçlardır.
Değerli okurlarım şu konuya da değinmeden geçemeyeceğim; yeni bakanımız Sn. Nihat ZEYBEKÇİ bakan olduğu gün, haklı olarak Acıpayam Tavas gibi birçok yeri ziyaret etti, vatandaşlarıyla kucaklaşıp, yeni makamını memleketinde kutladı. Ne kadar güzel. Ama sayın bakanımızın, Denizli’nin en büyük ve en kapsamlı ilçesi olan Çivril’e gelmeyişini bir türlü aklım almıyor. Gelseydiniz sizlere ‘şu bizim 150 yataklı hastane inşaatı ne zaman başlayacak’ diye sormazdık. Biz de yeni makamınızı coşkuyla kutlardık. Ben iki defa telefonla aradım sizleri, kutlamak ve tebrik etmek için, ama ulaşamadım. Ancak şimdi Gazetemiz aracılığı ile kutluyorum ve hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Sevgilerimle
Kadir KAMEROĞLU