Değerli okurlarım 

Geçen hafta Cuma günü saat 15.00 civarı idi. Dostlar Meclisinde İlçe Milli Eğitim Müdürü Sayın Mehmet Özcan ve kadim dostum Eski İlköğretim Müfettişi Sayın Ahmet Koçak ile birlikteydik. Çay içiyorduk, sohbet içerikliydi Çivril Ak Parti ilçe başkan vekili olduğunu ifade ederek yanında iki camii imamıyla birlikte yanımıza geldiklerinde AK partili olanı gücünün yettiği kadar bana sözlü olarak bağırıp çağırıp ‘sen nasıl bizim partiye gazetendeki köşende tenkit edercesine yazı yazarsın? Bu Çivril’e senin yüzünden Ak Parti iktidarı hizmet vermiyor. Sen Çivril’in aleyhine çalışıyorsun’ diyerek bana hakaret ettiğinde bu ifadelerine hayret ederek şirretinden korunmaya çalışarak bu ifadelerine kargalar dahi gülerek cevap bulamayacağını, benim bir Çivril sevdalısı olduğumu, yaptıklarımın yapacaklarımın teminatı olduğunu açıklayarak, benim mücadelem maşalarla değil, maşaları tutan ellerle olduğunu, güneşin balçıkla sıvanamayacağını anlatmama rağmen belli ki birileri tarafından yönlendirilen bu akıl fukaralarından korkmadığımı, benim senin gibi yandaşlardan ve müraciye tavizkar insanları muhatap almayacağımı, Çivril’e bu hizmetlerime karşı hiçbir makam ve mevkide gözüm olmadığını benim makamım yüce Allahımın rızasını ve onun ilahi kucağındaki yerim olmamdan başka amaç ve gayemin olmadığını birde benim sevgili hemşerilerimin ve bu değerli insanların kalplerindeki lütufkar şefkatli, merhametli aziz duyguların yumuşak kalplerine girmenin en büyük emel ve gayem olduğunu belirtmek isterim.    

 Bu kişiyle uzaktan ve yakından bireysel, toplumsal, siyasal, ticari ve ailevi hiçbir yakınlığım ve kavgam olmamasına rağmen bana bu hakaretleri neden yaptığını anlamış değilim. Babası benim yakın dostumdur bana karşı hep efendice davranır, Çivril’e ve insanlığa yaptığım hizmetleri her gördüğünde bana karşı duygularını ağlayarak anlatmaya çalışır, bende bu değerli büyüğümü takdirle karşılarım.

Ne olduysa oldu galiba başkalarının dolduruşuna geldiğini tahmin ederek bu kişinin densiz bir hava içinde olduğunu benden başka pek çok kişiye de aynı hakareti yaptığını, partisinin il başkanlığında ve adli makamlarda kabarık dosyalarının bulunduğunu belirtmek isterim. Bu insanın topluma olduğu kadar partisine de büyük zararı olduğunu beyan ederim. Aslında demokratik hür bir devlet nizamında hür iradenin gazetelerin öz eleştirilerinin erdemlik olduğunu yanlışlıkları gören asıl duyguların uyarılar çerçevesi içinde olmaları hem ülkemiz, hem de iktidarın çalışmalarını hem kolaylaştırır, hem de daha iyiyi, daha güzelini bulmaları için yardımcı olunur diyorum. Ben daima yapıcı bir yazı şeklimle kimsenin izzeti nefsiyle, bireylerin zararı olacak durumlardan daima uzak kalmışımdır ve bu köşe yazarlığımda 8 seneyi aşkın böyledir diyebilirim. Yazılarımda  tenkit ve tasvirlerim tek taraflı değil toplumsaldır. Bu küstah adam, benim için CHP’lilere yardım ediyor diyor. Yazıklar olsun sana. Beni tanımayan bu zat sokakta çember çevirirken babasıyla birlikte ben CHP ile fakir başımda mücadele ediyordum. Sorsun babasına 27 Mayıs 1960 ihtilalinde ben Demokrat Parti Çivril gençlik kolu başkanıydım nelerle uğraştım mağdur olduğumu sorsun büyüklerine 1962’de kurulan Adalet Parti ilk üyesi ve kurucu başkanı bendim. Bunlar gibi bireysel çıkarlarıma değil, topluma hizmet verme arzusundaydım. O günlerin insanları benim ne olduğumu ve bu günlerin insanları da ne olduğumu yakınen bilirler. Sen ve senin gibi koltuğa bağlı yandaşlarına söyle ayak tıpırtılarınızdan korkacak insan değilim. Sizin bir kümes yaptığınız var mı? Sizin değer verdiğiniz yandaşların benim tarafımdan kurulan Çevak’a fakir talebelere bir tane dahi burs verdiler mi? Allah aşkına Çivril’e ne yaptınız? Söyleyin. Köylere kilit taş döşediniz, köylüyü oyaladınız. Hani hastane, hani Çivril dışı ana yollar yaptınız mı? Beni daha fazla kızdırmayın ben 80 yaşından sonra Allah’tan başka kimseden korkmam kalbimdeki yedek pille yaşıyorum. Canım bu insanlara, Çivril’ime helal olsun. Beni yaşatan Yüce Allahıma hamdüsenalar diliyorum.

Hiç pişmanlık duymadığım eserlerimden diyaliz hastanesindeki hastaların bana dua ve niyazları, huzurevindekilerin ve daha yazmıyorum trajediye geçmiyorum. Hani sizin icraatlarınız nerede? Övünmek gibi olmasın ama Denizli’de Cumhuriyetten bu yana ilk ve son Devlet Üstün Hizmet madalyasını devletimden aldım. Bu madalya en büyük şereftir. Sülalemin 7 kat dökümünden sonra Sayın Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından imza edilerek bana verildi biliyor musun? Ucuz kahramanlık dönemi geçeli çok oldu kabadayılık ve bağırma çağırma dönemi çoktan geçti efendilik otorup konuşup konsensüs dönemindeyiz. Gücün varsa konuşma yeteneğiniz varsa hepiniz gelin yemin ediyorum yalnız geleceğim istediğiniz yerde istediğiniz zeminde tartışmaya hazırım. Sizden korkan sizin gibi olsun. Aciz insanlar.

Şunu da demeden geçemeyeceğim hani senin düğününde beni kapıda karşılamıştınız sağ olun beni poh pohlamıştınız sizin düğünüzü bu köşede naturel bir duygu içinde kaleme almış yazmıştım ertesi gün bana gelerek teşekkür ettiğini defalarca söylemiştiniz. O gün iyiydim de bugün mü tukaka oldum? Yazıklar olsun sizlere, sizin gibilere. Ben bu ülkenin gelişmesi, Çivril’in layık olduğu yerlere gelmesini istiyorum bunun delili meydandadır. Hani sizin yaptıklarınız? Bilhassa sizler Çivril’in gelişmemesine sebep oluyorsunuz. Çivril’i seviyorsanız Allah aşkına şu yönetimi bırakında iktidarın nimetlerinden Çivril ve insanları istifade etsinler. 4 senedir Çivril’e ne yaptınız? Emin olun sayın başbakanımız bu durumu duysun hemen sizi yönetimden aldırır, fazla bağırırsanız bu durumu sayın başbakanımıza ve ilgililere duyuracağım. Mahcup olmaktansa kendiliğinizden ayrılın emi.

Sizler bu kafayla Çivril Belediye Başkanlığını kazanamazsınız. 10 seneye yakın bir dönemdir 30 Ağustos Gazetesindeki hangi köşe yazım yalan, söyleyin özür dileyeyim. Neden tegzip etmiyor ve cevap vermiyorsunuz? Hepsi de bu halk yararına, Çivril kalkınmasına içeriklidir. Kaba kuvvetle bir yere varılmaz. Hizmet edin de halkın sevgisini kazanın.

Sevgilerimle 

Kadir Kameroğlu