Değerli okurlarım gelin ibreti alem için bir konuyu işleyelim. 5 Temmuz 2013 tarihli Milliyet gazetesinin EGE ilavesinde manşetten bir haberi okuyunca hayretler içinde kaldım. İşte haberin metni; Kapanacak meclis Avrupaya uçuyor. Üç parti ortak önerge vererek Denizli İl Genel Meclis üyelerinin masraflarını özel idarenin karşılayacağı Avrupa Birliği ülkelerine inceleme gezisi düzenlemesini istedi. Manşette bu yazı vardı.

Maliyeti 200 bin lira olan ( eski rakamlarla 200 Milyar lira) Büyükşehir yasasıyla yerel seçimlerden sonra kapanacak olan İl Genel Meclisinin Ak Parti grubu, CHP grubu ve MHP grup başkanları ortak önergeyle meclis üyelerinin teknik inceleme ve teması amacıyla yurt dışı gezi düzenlemesini istedi. Oy birliği ile komisyona gönderilen gezinin maliyetinin de özel idareden üstleneceği teyit ediliyordu.

60 kişiyi kapsayan bu gezi önergesine sadece CHP’li Bekir Çapan karşı çıkarak, bu gezinin bir turistik gezi olacağını kapanacak olan meclisin bu yönde bir harcama yapmaya kalkışmamasının doğru olacağını ifade ederek bu gezinin yetim hakkı yemekten başka bir amaç taşımayacağını ifade ederek oturumu terk etmişlerdir.

Yakınımızdaki Bekilli İlçesi’nin Avukat kökenli il genel meclis üyesini candan kutluyorum. Bu hareket beni yıllar öncesine götürerek meclisin en genç il genel meclis üyesi olarak pek mesnetsiz kararlara karşı çıktığımı hatırlarım hatta partimce yanlış politikacıların hışmına uğradım ve haysiyet divanına verildiğimi de hiç  unutmam. Neticede hep bu kararlardan yüzümün akıyla çıkmışımdır bilesiniz diye yazıyorum, Adaletsiz kararlar bir gün gelir olumsuzlukla neticelendirilmeye mahkûmdur.

Bu konuyu şimdiki il genel meclisi başkanı sayın Hüseyin Gürlesin Bey’lede uzun uzun telefonda görüştüm gayet samimi olarak olumlu bir netice alamadım il genel sekreterliğine yazılı itiraz eden sayın avukat Bekir Çapar’la da görüştüm. İşin tamamıyla turistik bir gezi olacağını bu karara şiddetle karşı çıktığını ve bu mesnetsiz gezinin iptali için dava açacağını bir basın toplantısıyla halka duyuracağını ifade etmişlerdir. Çok yaşa sayın avukatım. Yine bu yönde geçen gün CHP’li Çivril il genel meclis üyesi Dostlar Meclisine gelen Mustafa Dombaycı’ylada görüştüm emin olun bu seyahatin tamamıyla kendilerine peşkeş çekilerek Avrupa Devletlerine gezi  olacağına daha da inandığımı sizlere duyurmak isterim. İçlerinde doğru dürüst bir ikinci dil bilen olduğunu da hiç tahmin etmiyorum.

Bunları neden mi yazdım? Değerli okurlarım 5 Temmuz 2013 tarihinde basit bir trafik kazası geçirdim. Bindiğim bisikletten düştüm ve başım taşa geldiği için biraz sıkıntı çektim, mecburen Çivril Devlet Hastanesine gittim. Sağ olsunlar başta sayın başhekim Dr. Gürcan Güven, başhemşire Sayın Betül Çetinkaya ve tüm hastane personeli emin olun diğer hastalara da davrandıkları gibi bana da sıcak davrandılar hepsine teşekkür ederim. Olumsuz bir netice çıkmadı ama tek olumsuzluk personelin suçu olmadığı. Hastanede alet ve edevatın olmayışı yalnız beni değil herkesi ilgilendirdiğinden yazıyorum. MR (Emar)’ın olmayışı fevkalade eksik bir tedavi şekliydi. Keşke bu aleti devlet alım gücü yoksa veya ilgili makamların yani Denizli Sağlık Müdürlüğü neden bu gerekli aleti Çivril’e göndermiyorsa biz kendi aramızda para toplayarak temin edelim. Emar aleti olmayan bir hastanenin bu devirde adına ne denir acaba? Çok büyük ayıp. Ben işte bu olumsuz olaylardan dolayı senelerdir çürük ve eksiklerle dolu olan hastanemiz için mücadele verdiğimi sizlerle paylaşıyorum ve ilave diyorum Denizli İl Genel Meclisinde bulunan Çivrilli Emekli Öğretmenin senelerdir temsilcimiz olan 2’si AK Partiden, 2’si de CHP’li olan  mangalda kül bırakmayan bu değerler nasıl oluyor da bireysel kararlarda birleşiyorlar ve halkın zaruri ihtiyacı olan meselelerde birleşmiyorlar. Hele CHP’li olanlara bir çift sözüm var. Partiniz senelerdir iktidar olamıyor bir kahramanlık yapıp ta böyle mesnetsiz gezi gibi olaylara karşı çıkında halkın güvenini kazanın. Hani siz sosyal demokrattınız, nerede kaldı? Hey hak el insaf dedirteceğinize gelin halka inin emi, her iki tarafa da açıkça şunu ifade ediyorum şu hastanemizin haline bir bakın bu yönde benim gördüğüm kadarıyla emek vermiyorsunuz, verseydiniz şimdiye kadar bu meselemiz bitmiş olurdu. İçinizden birinizde grup başkan vekili eğer hastane işine en kısa dönemde başlanılmazsa yerel seçimlerde adaylığa talip olmayın. Bu işleri bilen ve yapacak kişiler iş başına gelsinler. Olur mu? Çivril Halkının bu elem verici hastane meselesinde sükût etmesinin bir sebebi olduğunu unutmayın sayın siyasiler hesap günü pek uzakta değil. Sandık göründü bile, işte o zaman bu sükût edenlere nasıl cevap vereceksiziniz acaba?

Bu vesile ile tüm Çivril Halkının Ramazan Ayını kutlar, hayırlara vesile olmasını dilerim. Sevgilerimle

Kadir Kameroğlu.