Değerli okurlarım

                Bugün biraz haddimi aşarak, günümüzün içtihatlarına geçmişten örneklerle değineceğim. Belki içinizden bazıları, Kadir Amca! ‘geçmişteki siyasi yelpazeyi bu günlere mi adapte etmeye çalışıyorsun?’ diye sorabilir. Sakın böyle bir soru gelmesin aklınıza. Kesinlikle tarafsız bir gözle yazacağım ve bundan sonrada tarafsızlığımı koruyacağım. Çünkü ben bir Çivril aşığı olduğum kadar Ulusumun da aşığıyım. Böyle kalmakta da kararlıyım. Kim olursa olsun, ülkemize ve Çivril’e faydalı işler yapanın yanındayım. Bu bağlamda siyaset ikinci planda kalır. Herkes hizmete kendi evinin önünü süpürerek başlarsa, insanlar tarafından takdir edilmenin kıvancını yaşar.                                     

                Değerli okurlarım bütün bunları yazma nedenime şimdi geçeceğim.

                Ben 1960’ta Demokrat Parti Çivril Gençlik Kolları başkanıydım.27 Mayıs 1960 ihtilali olmuş, darbenin kıvılcımları Çivril’e de sıçramış ve siyasetin karanlık yüzüyle birlikte ihtilalin buhranı kara bir bulut gibi ulusumuzun üstüne çökmüştü. Demokrasi denen şey o körpecik fidanların kollarını kırmış ve despot bir anlayışın hüküm sürdüğü idare ülke yönetimine el koymuştu. Biz demokratlar fevkalade bir baskı altında kıvranıyorduk. O günlerin kasvetli havasının anlatımını daha da uzatmak istemiyorum. Kısaca saflar ikiye bölünmüş ülkemiz kurtarıcısını ümitle beklemeye başlamıştı. O günlerin siyasi çalkantıları içinde ufukta bir güneş belirmişti. Adalet Partisi kurulmuş başkanlığına emekli orgeneral Ragıp Gümüşpala getirilmiş ve genel seçimler sonrası millet iradesi tekrar tesis edilmişti. Yeni iş başına geçen genel başkanımız demokrasi ışığını daha da artrma hevesiyle mücadele ederken hak vaki olmuş ve kendisi hakkın rahmetine kavuşmuştu. Biz muhafazakâr kesim tekrar yeni bir lider arayışına girdik. Demokrat Parti iktidarında Su İşleri Müdürlüğünü başarı ile sürdüren barajlar kralı olarak nam salan sayın Süleyman Demirel devlet teamüllerini de bilen bir kişi olarak ilk genel kongrede Adalet Partisinin başına geldi. İster beğenin ister beğenmeyin ama iyi ki başa getirmişiz. Çünkü kendisi ülkemizin başına bazı badirelere ve askeri vesayete rağmen çok becerikli bir devlet adamı olarak 40 yıla yakın bir süre ülke yönetiminde kalarak ülkemizi bu günlere getirdi. Cumhurbaşkanlığı döneminde de takdire şayan tarafsızlığını koruyarak toplumun güvenini kazandı diyebilirim. Bu dönemde kendi ilçemde bu partinin ilçe teşkilatını kurarak ilçe teşkilat başkanı olarak il genel meclisi üyesi olarak ilçeme hizmet etme şerefine nail olduysam ne mutlu bana. Bu döneme rastlayan zamanlarda kendi küçük işimde ilerleme ve büyüme şansı bulamadım. Ama sonrasında akrabam Sayın Atasay Kamer’in desteği ve tavsiyesi ile Karadeniz Ereğlisin’de bir kuyumcu dükkânı açarak işimi ilerlettim ve büyüttüm. Bu sayede ilçemize daha büyük hizmetler verme şansı yakaladım. Galiba lafımı da biraz uzattım. Aslında Rahman ve Rahim olan Yüce Allah’ın rahmetine kavuşan Sayın Süleyman Demirel’in değerli eşi Nazmiye Demirel hanımefendinin cenaze törenindeki izlenimlerimi anlatacaktım. Sayın Süleyman Demirel yönetimi döneminde kendisini Çivril’e dönük hizmetlerle ilgili pek çok kere ziyaret ettim. Vatandaşın derdini dinlemeyi ve çare bulmayı seven bir yapıda olduğunu cümle âlem bilir. O dönemde Çivril’imizin ilgisizliğinden şeker fabrikası gibi nice fırsatların kaçtığı konusuna da değinmeden geçemeyeceğim. Neleri kaçırdık, neleri hala daha kaçırmaya devam ediyoruz. Allah sağlık verirse bir başka yazımda da bunları anlatmak isterim.

                Uyumlu bir insan olan dostum Avukat İlker Ayvaz ile birlikte cenaze töreninin yapılacağı gün yola çıktık ve Isparta İslamköy’e vardık. Türkiye’nin her yerinden gelip, arabalarla dolu olan İslamköy trafiği adeta İstanbul trafiğini andırıyordu. Aman Allah’ım bu ne kalabalık! Cenaze namazının kılınacağı camide adım atacak yer yoktu. Camisiyle müzesiyle çeşitli sosyal tesisleriyle devasa bir yapıya sahip olan Demirel külliyesi bütün ihtişamıyla karşımızda dikiliyordu. Gerçek yakın tarihimizi merak edenlere bu müzeyi görmelerini şiddetle tavsiye ederim. Ne yazık ki insan selinden Sayın Süleyman Demirel’i dahi göremedim. Fakat eski sağ iktidarların idarecilerini yakinen gördüm. Allah bize sağlık ve fırsat verdi öğle namazını müteakip hatun kişi niyetine cenaze namazını da idrak edip, Sayın Nazmiye Demirel hanımefendiye son görevimizi yerine getirdik. Kendisini aziz toprağın yumuşak bağrına teslim ettik. Allah rahmet eylesin. Kendisi çok değerli ve munis bir hanımefendiydi. Saygılarımla

                               Kadir Kameroğlu