NEDEN ÇİVRİL BELEDİYESİ?

CHP ilçe Başkanı Ömer Köseoğlu Irgıllı Sütlaç Sulama Birliğinin fesh edilmesi ile ilgili olarak kamuoyunun yanlış bilgilendirildiğini düşündüklerini belirterek bir açıklama yayınladı.
Köseoğlu açıklamasında CHP grubu olarak çekimser oy kullanmalarını fesh ve devir işleminin oldubittiye getirilmesine bağladıklarını ve kamuoyunun yeteri kadar bilgilendirilmediğini belirterek “Irgıllı-Sütlaç sulama birliğinin Çivril belediye meclisince, belediyemize devrinin kabulü sonrası siz hemşerilerimizden gelen soruları CHP meclis üyelerimiz yazılı olarak belediye Başkanlık makamına ileteceklerdir. Genel olarak merak edilen batma aşamasında olan bu birliğin, feshi istendiği halde ve bakanında olur vermesine rağmen neden onca devlet kurumu varken Çivril belediyesince bünyesine kabulüdür. Söylenir ki, birliğin 7 milyon civarında olan borcu ne olacak? Birliğin bundan sonra oluşacak yeni borçları (elektrik, personel giderleri) üyelerce gene ödenmezse, kim tarafından ödenecek? Böylesi bir ekonomik yükü borç içinde yüzen belediye bütçemiz nasıl kaldıracak? Neredeyse 2,5 senedir beklenen yatırımlar bu konuyla daha mı bir ötelenir? ve en önemlisi oluşacak açık, biz Çivrillilere nasıl yansıyacak, zamlar kapıda mı olur?
MİLLETVEKİLİNİN VERDİĞİ SÖZ YERDE KALMASIN DİYEMİ?
Bilindiği üzere biz CHP olarak, yapılan oylamada bu soruları dikkate alarak ve sadece sözlü güvencelerin verildiği (söz uçar, yazı kalır) bir ortamda “çekimser” olduk. Öyle ya, belki de sözle ifade edildiği üzere, sıfır borçla ve bundan sonrasında sıfır harcama garantisi Yazılı olarak belediyemize verilmiştir, ”hayır” oyu kullanıp neden Irgıllı, Bayat, Sundurlu da yaşayan üreticilerimizi zora sokalım diye düşündük. Ama aksi durumda, yazılı belge yoksa bir milletvekilinin daha 3 ay öncesi o bölgede, oy kaybetme korkusuyla verdiği bir sözü, gene bizim üzerimizden, Çivril belediyesini öne çıkararak yerine getiriyor olabilir diyerek de “evet “demedik. Zaman öylesine dardı ki bunları araştırma şansımız olmadı.
Şimdi biraz düşünelim, kim bilir belki de AKP gurubu da bu sorumluluğu almak istemiyordu. Kabullenişleri, acaba Çivril e gelecek “yatırımları” inkıta ya uğratır korkusu olabilir mi? Hoş, hepimizin vergileriyle vatandaşlık görevini yaptığı ülkemizde yöneticiler siyasi tercihleri dikkate alarak böylesi bir cezalandırmayı gerçekleştirir mi? Cevabını bildiğimiz! Bu sorular, siyasi arenada önde olma arzumuzu ve hırsımızı belirlerse, birlik-beraberlik-kardeşlik herhalde lafta kalır.