Keşke bu yazıyı yazmak durumunda kalmasaydım ama..Bu yazıda erkekleri, daha doğrusu var olan ve gittikçe de büyüyen erkek sorununu ilçemizden vereceğim 2 acı örnekle yazmaya çalışacağım. İlk örnek benim de zaman zaman şahit olduğum, erkeklerin neden olduğu ve daha çok kadın öğrencilerin maruz kaldığı sözlü taciz olayı. İlçemizde bulunan üniversite etrafında genellikle arabalı ve kendini bilmez bazı erkekler kadın öğrencileri çeşitli şekillerde sözlü olarak taciz ediyorlar ve bundan nedenini bilmediğim ve anlayamadığım bir nedenle zevk alıp hoşlanıyorlar. Kadınlar bu durumdan rahatsız olup tepki gösterdiklerinde ise bu sefer daha çirkin erkek davranışlarıyla karşılaşıyorlar. Sözlü tacizi gerçekleştiren erkekler ise bu durumdan hiç bir şekilde utanç duymayıp aynı davranışı tekrar ediyorlar. Bu erkeklerin ortak yanı ise genellikle aynı rahatsızlığı bir kadın yakını yaşadığında mangalda kül bırakmamaları ve bu durumu namus meselesi yapıp gururuna yedirememeleri. Kişisel tutarsızlığın bu denli fazla olması gerçekten hayret verici. Keşke empati yapabilseler ve acınacak durumda olan bu davranışı gerçekleştirmeseler. Kuşkusuz hem kendileri için hem de toplum için çok olumlu bir adım atmış olurlar. İkinci örnek ise geçtiğimiz günlerde gerçekleşen acı bir olay. Hüseyin G. adlı şahıs yaklaşık 1 yıldır ayrı yaşadığı eşi Handan G. yi kendisinden ayrılmak istediği için silahla yaralayarak kadının ağır yaralanmasına yol açtı. Kendini egemen ve vazgeçilmez gören, aynı zamanda kadının kendi hayatına dair bir kararı almasına saygı göstermeyen ve “ya benimsin ya toprağın’’ gibi hastalıklı bir ruh haliyle hareket eden bu erkek gibi birçok erkek var toplumumuzda. Kendisini kadının toplumsal hayatta nasıl var olması gerektiği konusunda karar verici olarak gören, kadın-erkek ilişkisinde kendi isteklerini dayatan, bu karar ve istekler kabul görmediğinde de kendini kaybeden sorunlu bir kişilik. İşte bu sorunlu kişiliğe sahip erkekler ne yazık ki 2015 yılında Türkiye’de 313 kadının ölümüne sebep oldu, olmaya da devam ediyor. Kuşkusuz bu konuda düşünülecek ve söylenecek çok şey var. Ben sadece 2 örnek ele aldım ve en azından bir farkındalık olsun diye yazdım bu yazıyı. Umarım kısmen de olsa amacıma ulaşırım. Zaman ayırıp okuyan herkese teşekkür ederim, herkese sevgiler. Aydın SAMANCI
|