MÜZELER VE EĞİTİMTarihin canlı kılındığı yerlerdir müzeler. Geçmişi görürüsünüz, hissedersiniz ve hatta ona dokunursunuz orada. Dünyanın en önemli müzesidir Fransa’daki Louvre (Lur) müzesi. Orada eğitimin bir parçasıdır müzeler. Ziyarete gelen Fransız çocuklar rahatça gezerler müzeyi ve hatta yerlere yatarak resim çizebilirler serbestçe. Ve kendi tarihlerine dokunurlar bir bakıma. Bizim ülkemiz çok daha zengindir müzeler bakımından. Örneğin Ankara’da bulunan Anadolu Medeniyetleri Müzesi 1997 yılında 68 müze arasından yılın Müzesi unvanını almıştır. Ülkemiz coğrafyası çok fazla uygarlığa ev sahipliği yapmış ve bizim tarihimiz olabildiğince zenginliğe sahip olduğundan hemen, hemen her şehrimizde müzelerimiz vardır. Ancak biz maalesef eğitimin bir parçası haline getiremedik müzelerimizi. Çünküğ oralara gitmek zahmetlidir, prosedür gerektirir. Örneğin içinde bulunduğumuz hafta Müzeler Haftası’dır. Kaçımız bunun farkındayız? Hangi okulumuzda hangi etkinlik yapılıyor Müzeler Haftası ile ilgili olarak? Sadece kitaplardan mı öğreneceğiz tarihimizi. Yanı başımızda tüm heybeti ve canlılığı ile duran müzelere ve tarihi mekanlara neden gerekli ilgiyi göstermiyoruz. Çünkü bizde müzeler devletin resmi yerleridir. Ve vatandaşımız da nedense uzak durur resmi yerlerden. Oysa ki son zamanlarda kolaylaştırıldı müze ziyaretleri. Müze kart çıkartırsanız, tüm müzeleri ücretsiz gezebilirsiniz. Ama dedim ya eğitimin bir parçası haline getirilemediğiz için böyle bir alışkanlık ve müze kültürü oluşmamıştır insanlar da. Didim’e gelen yabancılar Ddyma antik şehrini gezerler, bizimkiler ise plaj ve denizi. Okul olarak Ankara gezisinde Anadolu Medeniyetleri müzesine götürmüştüm öğrencileri. Bir rehber eşliğinde geziyorduk. O kadar müthiş eserler vardı ki. Mesela Dünyada kullanılan ilk ayna orada idi. Gezinin sonunda bir de arkama döndüm 5-10 öğrenci kalmış sadece. Çoğunluğu dışarıya çıkmış bahçedeki kafede oturuyorlar. Çanakkale gezimizde bir öğrencim; hocam ;biz buraya mezar gezmeye mi geldik’’ demişti. Pamukkale gezimizde Buldan’lı bir öğrencim (Köyü Pamukkale sadece 7 km.) ; Hocam 18 yaşındayım ve ilk kez Pamukkale’ye geliyorum’’ demişti. Ne kadar üzücü değil mi? Yabancılar Amerika’dan, Fransa’dan, Kore’den, Japonya’dan dünyanın öbür ucundan gelir senin müzelerini gezer ama bizim Buldanlı gencimiz Pamukkale’yi ve Hiyerepolis’i göremez. Uşak’lı vatandaşımız Karun hazinelerinden habersizdir. Ankara’lı Anadolu Medeniyetleri müzesinden bihaberdir. Çivril’de Beyce Sultanı gören, gezen kaç kişi vardır? Unutmayalım ki; Geçmişini bilmeyen, geleceğine yön veremez. Bekir ERDOĞMUŞ |
751 kez okundu |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |