“SEZAR, İSKENDER, NAPOLYON AYAĞA KALKIN BÜYÜĞÜNÜZ GELİYOR”
18/11/2022
“SEZAR, İSKENDER, NAPOLYON
AYAĞA KALKIN BÜYÜĞÜNÜZ GELİYOR”
Atatürkçü Düşünce Derneği Çivril şubesi 10 Kasım dolayısıyla Atatürk’ü anma programı düzenledi.
ADD Çivril şubesi Ulu önderin 84. Ölüm yıldönümü dolayısıyla “Etnoğrafya’dan Anıtkabir’e Bilinmeyen Yönleri ile Atatürk” konulu anma programı düzenledi. Öğretmen Yazar Selvi Köksal ile ADD Genel Yönetim Kurulu üyesi Dr. Arif Güvener’in konuşmacı olarak katıldığı anma programı Ziraat Odası toplantı salonunda gerçekleşti.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunması ile başlayan programda konuşmacılar Atatürk’ün askeri ve sivil hayatının bilinmeyen yönleri ile yaşamından ve vefatından sonra yaşananlar hakkında bilgiler aktardı.
Düzenledikleri program ile Atatürk’ü anmak ve toplumun her kesimine Atatürk’ün bilinmeyen yönlerini anlatmak olduğunu açıklayan ADD Çivril Şube başkanı İsmail Kaplan “Panelin düzenlenmesinde büyük emeği geçen Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Denetleme Kurulu Başkan Yardımcısı Kemal Aslan’a teşekkür etti. Salonda bulunan davetlileri tanıttı. Davetli olarak Denizli Atatürkçü Düşünce Derneği Şube Başkanı Azize Akdemir ve Şube Başkan Yardımcısı ve Merkezefendi Belediye Meclis üyesi Sündüz Seçkin Başsorkun, Uşak Şube Başkanı Ertuğrul Ayhan ve yönetimi, Çivril Belediye Eski Başkanı İbrahim Hakkı Aslan, Çivril Belediye Meclis Üyesi Nuran Şafak, Çivril CHP İlçe Başkan Vekili Muzaffer Palaz ve yönetim kurulu üyeleri katıldılar. Çivril Şube Başkanı kısa konuşmasında tüm panelistlere ve katılımcılara teşekkür ederek ATATÜRK’ün naciz vücudu 84 yıl önce aramızdan ayrılmıştır. Ancak fikirleri, devrimleri ve ilkeleri ilelebet Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Milletini aydınlatmaya devam edecektir. Ne mutlu Türküm diyene, ne mutlu ATATÜRK’ün Türkiye’sinde yaşıyorum diyene. Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ü saygı, sevgi, özlem ve minnet ile anıyoruz. Ruhu şad olsun.” dedi.
“SEZAR, İSKENDER, NAPOLYON
AYAĞA KALKIN BÜYÜĞÜNÜZ GELİYOR”
Atatürkçü Düşünce Derneği Çivril Şubesinin düzenlediği Atatürk’ü anma etkinlikliğinde konuşmacı olarak katılan Atatürkçü Düşünce Derneği GYK ÜYESİ Dr. Arif Güvenir, Atatürk’ün son dokuz ayını anlattı. Dr. Güvenir Atatürk’ün hastalık belirtilerinin 1938 yılı başlarında halsizlik, bulantı, kusma, deride morarma ve kaşıntı, zaman zaman burun kanaması şeklinde belirti vermeye başladığını söyledi. Doktorlar tarafından yapılan muayene sonucunda kaplıca tedavisi ve istirahat önerildi. Termal kür tedavisi için Yalova’ya giden Atatürk’ün, Dr Reşat Belger tarafından yapılan muayene sonucunda ilk kez karaciğerde büyüme tespit edildi. Kesin istirahat ve diyet önerildi. O günlerde gündemde olan Hatay sorunu nedeniyle, hastalığının uluslararası camiada duyulmasını istemiyen Atatürk, olağan programına devam eder. 2 Şubat’ta Bursa’da onuruna verilen yemekte, oldukça dinamik görüntü vermiş, hatta yıllarca konuşulacak olan son Vals’ını ve son zeybek oyununu, sarı zeybeği oynamıştır. Yabancı doktor önerilerini Hatay sorunu nedeniyle kabul etmez. Bizim çocuklar konsültasyon yapsınlar, onların önerileriyle tedavi şekillensin İstemiştir. Hatay sorunu çözemedim benden tedavim söz konusu bile olamaz der. İşte ‘’ Beni Türk Hekimlerine Emanet Ediniz” sözü o günlerde söylenmiştir. Dedi. Bazı kötü niyetli, yurt dışı beslemeli cemaat ve tarikat yapılarının ısrarla siroz teşhisi konan Atatürk’ün hastalığının nedenini içki içmesini gösterirler. Amaçları halkın dindar kesiminin, Atatürk’e karşı olumsuz tavır almasını sağlamaktır. Oysa sirozun bir çok nedeni vardır. Oto immün hastalıklar , hepatit B ve C hastalığı, enfeksiyon hastalıkları da karaciğer sirozu yapabilir. Unutulmamalıdır ki ağzına bir damla alkol almayan, İstiklal Marşımızın yazarı Mehmet Akif Ersoy iki yıl önce 1936 yılında sirozdan ölmüştür. Atatürk 15 yaşında sıtmaya yakalanmış hayatını bir çok evresinde sıtma nöbetleri geçirmiştir. Suriye cephesinde, Çanakkale savaşları sırasında, Sivas kongresinde sıtma atakları geçirdiği belgelidir. Sıtma paraziti doğrudan karaciğer hücrelerine saldıran bir hastalıktır. İlerleyen vakalarda organ yetmezliğine neden olur. Atatürk’ün siroz hastalığının nedeni sıtma hastalığının karaciğere verdiği zararlardan da olabileceğini söyledi. 10 Temmuz’da Atatürk’ün ateşi yükselir ve nedeni anlaşılamayan ateşin sıtmadan olabileceği düşünülerek tedaviye kinin de eklenir. Atatürk’ün katıldığı son 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ve 19 Mayıs kutlamasına da değinen Güvenir, Savarona yatında devam edilen tedaviler hakkında da bilgiler verdi. Hastalığının son aşamalarında getirilen Fransız Prof. Dr. Fiesenger ve Avrupa’dan davet edilen diğer hekimlerin muayene ve tedavi önerileri, karında toplanan suyun alınması hakkında da bilgiler verdi. Atatürk 8 kasım günü ağır komaya girdi. Dr İrdelp’in muayenesi sırasında başını sağ tarafa çevirerek son sözü “Aleykümselam” diyerek kendinden geçti. O büyük komutan, o büyük devrimci, o büyük bilge insan On Kasım saat 9,05’de hayata gözlerini yumdu ve Türk Milletini yasa boğdu. Bir gün sonra 11 Kasım günü Avrupa’dan, bir İtalyan radyosunda şu anons işitilir. “Sezar, İskender, Napolyon ayağa kalkınız, büyüğünüz geliyor” Büyük önderin manevi huzurunda saygıyla eğiliyorum. Dedi.
Konuşmacılardan Öğretmen Yazar Selvi Köksal ise konuşmasında şu ifadelere yer verdi; “Atamız Türk gençliğine cok güvenmiş ve Türk Gençliğinin kanı üzerin de uyumaktadır. O dönem tarihe tanıklık eden Anayasa Mahkemesi eski başkanlarından Yekta Güngör özden o günü şöyle anlatır. Eski adı Kızılyokuş, yeni ismi ile Keklikpınarı’ndan toprak alınır, elenir ve o dönem üniversite öğrencilerinden kan alınarak toprakla harmanlanır ve Gazi Paşamız o toprağın üzerin de ebedi istirahatgahı Anıtkabir’de uyumaktadır. Ve bu günü organize eden, her zaman Çivril için en güzel isleri yapan değerli başkanım Kemal Aslan ve şube Baskanım İsmail Kaplan'a tesekkür ediyorum.
Yaklaşık 2 saat süren program katılımcıların hatıra fotoğrafı çektirmeleri ile sona erdi.
|
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |