ÇİVRİL’Lİ MİLLETVEKİLİ YASİN ÖZTÜRK’TEN SAVUNMA BAKANLIĞIYLA İLGİLİ KONUŞMA
19/11/2020
ÇİVRİL’Lİ MİLLETVEKİLİ
YASİN ÖZTÜRK’TEN
SAVUNMA BAKANLIĞIYLA
İLGİLİ KONUŞMA
Çivril’li Milletvekili Yasin Öztürk, plan bütçe komisyonunda Milli Savunma Bakanlığı bütçesi ile ilgili konuştu. İşte Yasin Öztürk’ün konuşması;
“Sayın Bakanım, Sayın Başkan, Plan ve Bütçe Komisyonunun değerli üyeleri; Millî Savunma Bakanlığımızın 2021 yılı bütçesini görüşüyoruz.
Mali tablolara bakıldığında, 2020 bütçesi başlangıç ödeneği olarak 52 milyar 859 milyon 342 bin liralık ödeneğin haziran ayı sonu itibarıyla harcama tutarı 25 milyar 519 milyon 31 bin olarak gerçekleşmiş. 2021 bütçesinde de 61 milyar 484 milyon 939 bin lira teklif edilmiş.
Toprağı için gözünü kırpmadan hayatını vermeye hazır olan vatan evlatlarına yaraşır bir hayat yaşaması ve bu süreçte morallerinin yüksek tutulması şüphesiz devletimizin en önemli görevlerinden birisidir. Gerek sınırlarımızın içerisinde gerek sınır ötesinde üstün mücadelede yeteneğini sergileyen Türk Silahlı Kuvvetlerimiz için ayrılan bütçenin her kuruşu helali hoş olsun.
Dört bin yıllık geleneği olan Türk ordusunun adı tarihe destanlarla kazınmış, bu destan zincirine Azerbaycan destanı da eklenmiştir. Azerbaycan Türk ordusu işgal altındaki vatan topraklarında ay yıldızı şerefle dalgalandırmanın mücadelesini veriyor. Şuşa'dan gelen müjdeyle birlikte imzalanan anlaşma yıllardır beklenen bir hakkın teslimidir. Yirmi sekiz yıldır Azerbaycanlı kardeşlerimizle birlikte haykırdık "Karabağ Türk'ündür, Karabağ Azerbaycan'dır.” Şimdi yine haykırıyoruz "Hankenti Türk'ündür, Hocalı Türkündür." Özellikle, Nahçıvan üzerinden Azerbaycan'a Turan koridorunun, Türk koridorunun sağlanması çok önemlidir. Biliyoruz ki Türk orduları bize bu müjdeyi de verecektir, zafer kardeşimiz Azerbaycan'a ve bütün Türk dünyasını hayırlar getirsin.
Türk Silahlı Kuvvetleri, bulunduğu coğrafya itibarıyla içeride her türlü tehdide karşı, dışarıda da bölge istikrarını sağlayıcı ve caydırıcı bir güç olarak mücadele vermek zorundadır. Dünyada ve bölgemizdeki gelişmeler, Orta Doğu'daki rejimlerin tahribata uğraması, yönetim değişiklikleri, mavi vatana yönelik tehditler ve hâlen devam eden bölücü terör Türk Silahlı Kuvvetlerimiz üzerindeki tehdit seviyesini artırmaktadır. Bu nedenledir ki ordumuz modern ve güçlü Silahlı Kuvvetlere sahip olma ve bu kuvveti idame ettirebilme mecburiyetindedir. Türkiye'nin bekasına yönelik tehditlerin aşılması, Türk milletinin güvenlik ve refahının güvence altına alınması için savunma ve güvenlik sistemi hızla ve yeniden inşa edilmelidir. Ancak "Güçlü Ordu, Güçlü Türkiye" adı altında olumlu adımlara rağmen ülkemiz savunma sanayisi hedeflerinin gerisinde kalmaktadır.
15 Temmuz darbe girişimi sonrasında Türk Silahlı Kuvvetlerinin kurumsal eğitim sistemi, geleneği ve birikimi yok sayılarak değiştirilmiştir. 31 Temmuz 2016 tarihli Kanun Hükmünde Kararname'yle harp akademileri, askerî liseler ve astsubay hazırlama okulları kapatılmış ve oluşacak boşluğu tamamlamak üzere Millî Savunma Üniversitesi kurulmasına karar verilmiştir. Millî Savunma Üniversitesinin resmî internet sitesinde "Vizyonumuz ve Misyonumuz" başlıklı tanıtım kısmında şu ifadeler yer almaktadır: "Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyaç duyduğu demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti ilkelerine, vatanına, milletine ve devletine bağlı, görev bilinci, şeref, sadakat ve sorumluluk değerleriyle donatılmış, Atatürk ilke ve inkılaplarını benimseyen, analitik düşünen, donanımlı, özgüvene sahip seçkin subay ve astsubayları yetiştirmek ve geliştirmek; savunma, stratejik ve bilimsel konularda ulusal ve uluslararası düzeyde araştırma, yayın ve danışmanlık yaparak Türk Silahlı Kuvvetlerinin ve ülkemizin bilim ve kültür potansiyeline katkı sağlamak, askerî harekât ortamına ve askerî kültürün gelişimine yönelik doktrinler, çözümler sunmaktır. Üstün nitelikli profesyonel subay ve astsubayın yetiştirildiği başta savunma, güvenlik ve strateji olmak üzere eğitim ve araştırmada öncü, değişime ve gelişime liderlik eden, uluslararası tanınırlığa ve saygınlığa sahip, dünyanın önde gelen savunma üniversitelerinden biri olmaktır." Millî Savunma Üniversitesinin misyon ve vizyonuna bir itirazımız yok, olması gerektiği gibi. Ancak misyona ve vizyona askerî harekat, askerî kültür, savunma ve strateji gibi esaslar yüklenince görevlendirmelerin de yine aynı doğrultuda yapılması beklenmektedir. Ancak ülkemizdeki birçok hukuk fakültesine hukuk eğitimi almayan rektör atayan AK PARTİ'si, tıp fakültesine tıp eğitim almayan rektör atayan, dekan atayan AK PARTİ'si bu geleneksel yaklaşımını nitelikli, profesyonel subay ve astsubayın yetiştirildiği üniversitenin rektör atamasında da göstermiştir. Millî Savunma Üniversitesinin başına askerî eğitimle, askerî gelenekle yakından uzaktan ilgisi olmayan bir sivil profesör atanmıştır. Millî Savunma Üniversitesi rektörünün akademik kariyeri hakkında yorum yapamam, kendisi tarih alanında çalışmalar yapmış bir akademisyen; keşke kendileri yine Millî Savunma Üniversitesi bünyesinde kurulan Fatih Harp Tarihi Araştırmaları Enstitüsünün başında görevlendirilebilseydi.
Yine, bu kapsamda yapılan yanlışlardan biri de Gülhane Askerî Tıp Akademisinin kuruluş vizyon ve misyonundan uzaklaştırılmasıdır.
Askerî tıp alanının kendine özgü ihtiyaçları dikkate alınarak askerî sağlık hizmeti personelinin yetiştirilmesine yönelik olarak GATA yeniden yapılandırılmak, Türk Silahlı Kuvvetlerinin askeri sağlık sistemi içinde yer alması sağlanmak zorundadır.”
Haber: Oral SARI