• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
Üyelik Girişi
Hava Durumu
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.440034.5781
Euro35.959736.1038

KARAOSMANOĞLU ANLATTI

KARAOSMANOĞLU ANLATTI

Cumhuriyet Halk Partisi Çivril İlçe Örgütü düzenli olarak yapılan söyleşilerine ara vermeden devam ediyor. Her hafta Perşembe günleri parti binasında gerçekleştirilen söyleşilerde farklı konular üzerinde konuşuluyor ve katılımcılara bilgilendirmeler yapılıyor. Geçtiğimiz hafta, düzenlenen söyleşinin konuğu da Emekli Tuğgeneral Ünal Karaosmanoğlu oldu. Karaosmanoğlu, Türkiye'nin Güvenliğindeki dinamikler başlıklı söyleşisinde Küresel güçler, küresel sermaye ve 1980 sonrası bölücü terör örgütünün eylemlerini anlatırken tüm bunların sonucunda bugün gelinen süreci ve Afrin'e düzenlenen Zeytin Dalı Operasyonunu değerlendirdi. Partililerin yoğun ilgi gösterdiği ve can kulağıyla dinlediği Karaosmanoğlu, değinmiş olduğu pek çok konuda partilileri aydınlattı.
Karaosmanoğlu konuşmasına ilk olarak dünyada bulunan küresel güçleri ve bu güçlerin ellerinde bulundurduğu sermayeyi anlatarak başladı. Küresel güçlerin Menderes döneminden itibaren Türkiye üzerinde oynadığı oyunlara değinen Karaosmanoğlu, küresel güçler tarafından kurulmak istenen yenidünya düzenini anlattı. Türkiye'nin Ulus-Devlet yapısı ve demokratik yönetim şeklinin küresel güçlerin hedefinde olduğunu belirten Karaosmanoğlu aynı zamanda jeopolitik konumu nedeniylede Türkiye'nin küresel güçler için çok önemli bir noktada olduğunu ifade etti. Bu sebeplerden dolayı küresel güçlerin 'Türkiye Türklere bırakılmayacak kadar önemlidir' dediğini hatırlatan Karaosmanoğlu küresel güçlerin amaçlarının milliyetçiliği yok etmek, dini inançları saptırmak, aile yapısını zedelemek olduğunu ifade etti.
BİR BAŞ TESLİM EDİLİRKEN BİR BAŞ GÖTÜRÜLDÜ
Küresel güçlerin ülkemize verdiği zararlardan bahseden Karaosmanoğlu aynı güçlerin 1980 sonrası bölücü terör örgütünü kurduğunu ve bu örgüte karşı Türkiye'nin verdiği mücadeleyi örneklerle anlattı. Bölücü terör örgütüne PKK denmemesi gerektiğini ifade eden Karaosmanoğlu “PKK'nın açılımı Kürdistan İşçi Partisidir. Kavramları doğru kullanmak gerekir. Eğer PKK derseniz Kürdistan İşçi Partisi demiş oluyorsunuz. O yüzden ben her zaman bölücü terör örgütü ifadesini kullanıyorum.”dedi. Terör örgütü hakkında yapmış olduğu analizleri aktaran Karaosmanoğlu; “1999 yılında enteresan bir şey oldu. Abdullah Öcalan Türkiye'ye teslim edilirken, Fetullah Gülen Türkiye'den götürüldü. Yani etnik temele dayalı terör örgütünün başı teslim edilirken dinsel temele dayalı terör örgütünün başı kullanılmak üzere götürüldü. Bu tarih tesadüf değildir.”dedi. AKP'nin nasıl kurulduğunu ve rolünü nasıl oynadığını aktaran Karaosmanoğlu; "Namık Kemal Zeybek televizyonlarda canlı olarak şunları söyledi, 'Koalisyon hükümeti döneminde Amerikalılar bana geldiler, sonra Erbakan'a gitmişler sonra Muhsin Yazıcıoğlu'na gitmişler. Teklifleri ise koalisyon dağılsın muhafazakar bir parti kurulsun başına da siz geçer misiniz?' O dönem bu teklifi üçü de reddediyor. Namık Kemal Zeybek bunu dönemin ve şuan ki MHP genel başkanı Bahçeliye anlatıyor ve Bahçeli'den 'biz de böyle şeyler duyuyoruz' cevabını alıyor. Amerikalıların bu teklifini eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve şimdiki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan kabul ediyor. Kabul etmelerinin ardından Amerikalılar kendilerine diyor ki askeri vesayeti kaldıracaksınız ve ılımlı İslam'ı tartışacaksınız. Yani FETÖ'nün adamlarını devlet kadrolarına yerleştireceksiniz. Büyük Ortadoğu Projesinde eşbaşkan olacaksınız. Ve bunlar anlaştılar hükümet kuruldu. Bu arada 2002 yılında önemli bir dönüm noktası olan 1 Mart tezkeresi reddedildi. Bundan sonrası Amerika ve Türkiye'nin kırılma noktalarından bir tanesidir. Amerika Irak'ta 475 askerini kaybetti, şimdi Suriye'ye neden askerini sokmuyor ve YPG, PYD, PKK gibi bölücü terör örgütlerini kullanıyor bu 475 askerin kamuoyunda hesabını veremediği için. O nedenle kendi askerini Suriye de kullanmıyor.
O dönemde AKP iktidara geldiğinde sadece 8 şehidimiz vardı. Bütün politika bu dönemde uygulanmalıydı. O süreç dedikleri, Güneydoğuya yatırımlar dedikleri yapılması gereken bu dönemdi." Dedi.
ASKERİ VESAYET KALDIRILDI
Karaosmanoğlu bir yandan da FETÖ'cü hakim ve savcıların Türk Silahlı Kuvvetlerine saldırmaya başladığını ve bunun yapılacak operasyonların hazırlık aşaması olduğunu belirtti.
AKP'nin iktidara geldikten sonra ki süreçte izlenen politikaları değerlendiren Karaosmanoğlu “2007 ve 2008 yılları askeri vesayeti kaldırmak adına operasyonların başladığı dönemdir. Amerikalılara verdikleri sözleri böylelikle yerine getirdiler. Yasada yapmış oldukları değişiklikle askerlere sivil mahkemede yargılanmanın yolunu açtılar. Bu ne demekti FETÖ'cü hakim ve savcılar general ve subay avına çıkacaklardı. Bu da askerlerin cezaevlerine gönderilmesinin hazırlık aşamasıydı. Diğer bir hususta Jandarmanın siyasallaşması hususudur. Jandarma'nın sorumluluk sahalarının devredilerek valilere yetki verildi. Vali hükümetin gönderdiği bir şahıs olduğundan dolayı polislere hükmederek istediğini yapabiliyordu.”dedi.
FETÖ'YE ÖVGÜLER YAĞDIRDILAR
12 Eylül 2010 yılında referandum değişikliğine gidildiğini, terör başının mezardakiler bile kalkıp oy versin dediği Türkiye'nin kırılma noktalarından biri olduğunu kaydeden Karaosmanoğu, aynı zamanda Tunus Mısır'da Arap Baharının başladığı ve iktidarların değiştiğini belirtti. 2011 yılında Suriye de iç savaş başlarken AKP yöneticilerinin OSLO'da bölücü terör örgütü yetkilileri ile görüşmeye başladıklarını belirten Karaosmanoğlu, bunun da barış sürecinin hazırlık safhası olduğunu söyledi.
Haziran 2012Türkçe Olimpiyatları'nda AKP'nin her kademesinden insanın FETÖ'ye övgüler yağdırdığını ifade eden Karaosmanoğlu, bu dönemde cemaatin ilk defa mit müsteşarı üzerinden siyasi iktidara ulaşmak istediğini kaydetti.
17-25 Aralık sonrası iktidar mücadelesinde kılıçların çekildiğini belirten Karaosmanoğlu; "bundan sonrasında askeri vesayeti sona erdirmek için olağan üstü çalışmalar yapıldı. Yargıya müdahale edildi, adli kolluk yönetmeliği değiştirildi, HSYK yasası değiştirildi, internet denetim altına alındı, MİT kanunu değiştirildi." Dedi.
2013-2015 yıllarında barış süreci adı altında akil adamlar kurulup Güneydoğuda bir zemin hazırlanmaya çalışıldığını ifade eden Karaosmanoğlu, "bu dönemde İmralı ile hükümet görüşmeye başladı, örgüte katılımlar arttı, polis ve jandarma yerine Güneydoğuda örgüt kontrol altına aldı."dedi.
Devlet otoritesinin kalmadığını ifade eden Karaosmanoğlu bu dönemde Diyarbakır-Bingöl Karayolunun 26 gün kapalı kaldığını belirtti. Hükümetin her referandum ve seçimden önce evet denildiği takdirde terörün biteceği sözünü verdiğini belirten Karaosmanoğlu terörün giderek arttığını ifade etti. 15 Temmuz darbe girişimi ve bölücü terör örgütlerinin saldırı sonucunda binin üzerinde şehit verildiğini kaydeden Karaosmanoğlu hükümetin istikrar sözlerini yerine getiremediğini belirtti.
Karaosmanoğlu Suriye'de devam eden iç savaşa da değinirken “Suriye de Arap baharı doğrultusunda bir iç savaş başladı. Türkiye'yi yönetenler de Suriye sorununda taraf haline geldiler. Bunun sonucunda da en çok kaybeden Türkiye oldu. Üç buçuk milyon Suriyeli ülkemize girdi. 30 milyar dolar harcama yapıldı. Suriye üzerinden 70 milyar dolarlık ihracat yapıyorduk onu kaybettik. Rusya'yla ihracat krizi yaşadık.”dedi.
SAVAŞ DEĞİL TERÖRLE MÜCADELE HAREKATIDIR
Bu gün yapılan Zeytin Dalı Harekatı hakkında da açıklamalar yapan Karaosmanoğlu “ Bu bir savaş değildir. Bu bir terörle mücadele harekatıdır. Savaş olması için karşımızda devletin olması gerekir. Karşımızda arkasında Amerika olan bir örgüt var. Bu harekat yapılmak zorundaydı. Ülke yanlış yönetildiği için bu günlere geldik ve bu harekatı yapmak zorunda kaldık.”dedi.
Harekatın uzun bir süre alacağını ifade eden Karaosmanoğlu “Kimse kısa sürede biteceğini düşünmesin. Bu harekat uzun bir süre gerektiriyor. Meskun mahal çatışmaları özel birlikler gerektiriyor. Şehir çatışmaları çok sıkıntılı çatışmalardır. Ayrıca zaman içinde sızma ve intihar saldırıları olabilir.”dedi.
HARP DOKTORLARI SİVİL HASTANELERE YERLEŞTİRİLDİ
15 Temmuz sonrasında Askeri hastanelerin kapatılmasını devletin genleriyle oynamak olarak adlandırılan Karaosmanoğlu “Bu doktorlar harp doktorlarıdır. Devlet bunları aldı sivil hastanelere yerleştirdi. Harekat esnasında sahra çadırları kurulmalı ve harp doktorları burada yaralanan askerlerimize müdahalede bulunmalıdır. Fakat tüm bu olumsuzluklara rağmen Türk Silahlı Kuvvetleri savaşma azmini koruyor ve Türk Milleti olumsuzluklar karşısında kenetlenebiliyor.”dedi.
Düzenlenen operasyon ve yaklaşan bahar aylarında alınması gereken tedbirleri aktaran Karaosmanoğlu “Atatürk'ün 'Yurtta sulh cihanda sulh' görüşü esas alınmalı ve Türkiye eski itibarını tekrar kazanmalıdır. Türkiye dış politika da bu doğrultuda hareket ederek içerideki terör örgütleriyle mücadelesini sürdürmelidir.
GÜNEYDOĞU İHMAL EDİLMEMELİ
Ayrıca Güneydoğu hassas bölgedir. Şu an yuvalarında bölücü terör örgütü mensupları bahar aylarında araziye çıkıp eylem yapmak için uğraşacaklardır. Onlarla mücadele edecek birliklerimizin önemli bir kısmı Afrin'de. Bu yüzden Güneydoğu unutulmamalı ve yaklaşan bahar aylarında gerekli tedbirler alınmalıdır.”dedi.
Konuşmasının ardından partililer tarafından uzun süre alkışlanan Karaosmanoğlu kendisine yöneltilen soruları cevapladı. Partililere teşekkür eden Karaosmanoğlu “Gözlerinizden anlıyorum ki beni dikkatli bir şekilde dinlediniz hepinize şükranlarımı sunar teşekkür ederim.”dedi.
H: Oral SARI


Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Saat
Site Haritası